14.07.2018

       


mutluluk hormonu bir anda salgılanır, bu da kişiden kişiye göre değişiyor tabi, ya ağlanır ya da güzel bir tepki verilir. yalnız ben, insanların bana yaptıklarına dayanamadığım için kalbimin teklemesini ve hızını duyuyorum. öfkem boyunca yalnız olsaydım, belki ellerini kemirmiş, bacaklarını jiletlemiş biri olacaktım. sanmayın ki yapabilirim, kendine konuşunca kendini dinlemeyen biri olarak, kelimesiz dokunabilmem yapacağım her şeye, benim için çok zordur. sadece düşünüyorum, yapma dediğim şeyleri ne kadar çok yaptılar ve ben ne kadar çok tutsak kaldım diye. ilerisi yok, anlatamıyorum, öfkeyle doluyorum ve öfkemi atacağım tek şey küfür etmek ve ağlamak oluyor ve koskoca bir yalnızlık nehri.  lütfen benimle uğraşma, lütfen bunu yapma daha kendimi yeni toparladım ve inşa
ettim diyordum her seferinde. çok kolay görünüyor insanlar için, bir insan binasını inşa edebilmek ve
o özgüveni, umudu kazanabilmek. ne zaman kazansam, hep kaybettim. sürekli devam eden bu döngünün içinde, bir gün karanlık sis gibi kaybolup gittiğimde, kendim için çok ağlayacağım.




evet, dünyaya bir daha gelsem, böyle hisli ve içli yaşadığım için, böyle şiirler yazdığım için deli sanılmayı göze alır mıydım? hayır, asla şiir yazmazdım. ne korkağım ne de yeteneksiz, insanların beni pazarlamasına ve kullanmasına izin vermezdim yalnızca. böylece kendime bir köşe belirlemiş olur, güneşe bile akşam olduğunda çıkar, hiçbir asık suratı, merhametsizliği görmek zorunda kalmazdım. vazifemi yapar ve söylediğim her şeyi kendime saklardım. evet ben sizin için büyük bir açık hedefim, bütün duygularımı ve bütün korkularımı veriyorum şiirimde, isteyenler beni vuruyor istemeyenler de uzaktan izliyor. bir daha böyle olsun istemezdim. giz olurdum.

şunu isterdim, "onun bir ağacı bile yok, çiçek saksısı ya da çim adamı" demelerini, " ona merhametli ol, sığmıyor olduğu yere ve sığmayacak da. niye böyle kovuyorsunuz, istediği bir şey yok. aramızdan sıyrılıp geçecek ve yeri de hemen dolacak." demelerini isterdim. oturduğum sandalyeden utanıyor, sesimden kaçıyor, artık yapamayacağımı düşünüyorum, bir şiir daha ve bir oyun daha okuyamam.

elimizden sevdiğimiz şeyleri aldıklarında, oyuncağımız alındığı için ilk önce biraz vermesini bekleriz ve sonra da alırız. ben bunun tam tersini yaptım, hiç geri almadım. ince bir çizgi çizip kendime, benden önce de başkasınındı, arasam yol gösterir tanrım dedim. neyim alındıysa buldum, her şeyimi geri aldım. en basiti, duygularım, onları geri aldığımda, kare olanlar artık yuvarlak deliklerdi, ve şekillerine bire bir uyanlar yalnızca sevgisizlik ve öfkeydi. güzel duygularımın değişeceğini düşünürken, ben değişmiştim. sevgiye yer yoktu, dayanılmaz bir pasaj, dayanılmaz bir şarkıydı. ve burada bitti.

lütfen yapma dediğim her an için bir bedel ödedim. küçük bir kız çocuğunun pamuk şekeri yiyişi gibi benim de ruhum yendi, ama elbet benim de suçum vardır. bunca zaman bir istek dile getirmek için ne bir mektup ne de bir şiir yazdım ama artık istiyorum. kimse tutmasın ellerimden ve ayaklarımdan, tüm gerçeği biliyorum, böyle olacağım ve böyle kalacağım. söylemeyin.

Yorumlar

Popüler Yayınlar